İlk boşanma davasından sonra tekrar bir araya gelinmişse, önceki nedenler affedilmiş kabul edilir
İlk boşanma davasından sonra tekrar bir araya gelinmişse, önceki nedenler affedilmiş kabul edilir
İlk boşanma davasından sonra tekrar bir araya gelinmişse, önceki nedenler affedilmiş kabul edilir
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/18110
K. 2017/13527
T. 28.11.2017
4721/m.175
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından hüküm fıkrasında zina hukuki sebebinin yazmaması, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 28.11.2017 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı vekili ve karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle HMK'nun 141. maddesi uyarınca tarafların iddia ve savunmalarını dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında genişletebilecekleri yahut değiştirebilecekleri ancak bu durumun davanın dayandığı hukuki sebebi kapsamadığı, böylelikle davacı-karşı davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayanılarak açılmış bir davasının bulunmadığı gibi davacı-karşı davalı tarafça usulünce ıslah işlemi de yapılmadığının ve davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen sadakatsizliğe ilişkin vakıa yönünden de; erkeğin 2006 yılında Selin isimli kadınla yaşadığı birlikteliğin kadın tarafından affedilerek, evliliğe devam edildiği, affedilen olayların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceğinin, diğer taraftan erkek tarafından gerçekliği kabul edilmeyen ve başkaca delil ile de doğruluğu ispatlanamayan erkeğin sadakatsizliğine ilişkin olarak sunulan bilgisayar çıktılarının delil olarak dikkate alınamayacağının, ancak mevcut delil durumu ile bir kısım tanık anlatımları dikkate alındığında erkeğin güven sarsıcı davranışlarının bulunduğunun, mahkemece taraflara yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlar da nazara alındığında erkeğin kadına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu kabul edilmesinde bir yanlışlık bulunmadığının anlaşılmasına göre; davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı- karşı davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı kadının kendine ait bir adet evi dışında, miras kalan İstanbul'un Paşabahçe semtinde bulunan taşınmazlarda hissesinin bulunduğu ve bir kısım belgeler ile kadının kendi beyanından anlaşıldığı üzere, bu taşınmazlardan düzenli olarak kira geliri elde ettiği gibi, kadına miras kalan taşınmazlar her ne kadar hisseli olsa da maddi değerinin olağanın üstünde olduğu, bu durumda Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşullarının davacı-karşı davalı kadın lehine oluşmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacı- karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1480.00 TL. vekalet ücretinin verilmesine, aşağıda yazılı harcın ...'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcını yatıran ...'ya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2005/1024
KARAR NO. 2005/2071
KARAR T... 15.2.2005
> BOŞANMA--- HOŞGÖRÜYLE KARŞILANAN OLAYLAR NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLEMEYECEĞİ--- KİŞİLİK HAKLARINA TECAVÜZ NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLEMEMESİ
4721/m. 174
ÖZET : Tarafların ilk boşanma davasının reddedilmesinden sonra bir araya gelip barıştıkları ve evlilik birliğini 3-4 ay kadar devam ettirdikleri, ikinci açılan boşanma davasında verilen kararla hükmen belirlendiğine göre, biraraya gelip evlilik birliğinin devam ettirilmiş olması, önceki olayların hoşgörüyle karşılandığını gösterir. Bundan sonra da kocanın kadının kişilik haklarına tecavüz niteliğinde maddi bir hadise bulunmamaktadır. Bu bakımdan kadın lehine manevi tazminat takdiri usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin 23.11.2004 gün ve 11125-13776 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme talebi yersizdir.
2-Koca tarafından 11.12.1992 tarihinde açılan boşanma davası "...davacının başka bir kadınla ilişkisinin olduğu, eşini dövüp hakaret ettiği, davalının kusurlu bir davranışının bulunmadığı anlaşılmıştır..." gerekçesiyle reddedilmiş karar 12.11.1993 tarihinde kesinleşmiştir.
Kocanın, bu ret kararına dayanarak ret kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçmesi ve bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığından bahisle 13.12.1996 tarihinde açtığı boşanma davası ise: Yargıtay bozmasına uyularak mahkemece "...ilk boşanma davasının reddinden sonra tarafların biraraya gelip barıştıkları ve evlilik birliğini devam ettirdikleri belirlenmiştir. Türk Kanunu Medenisinin 134/son maddesi koşulları oluşmamıştır..." gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu ret kararı da 10.4.2000 tarihinde kesinleşmiştir.
Eldeki temyize konu edilen boşanma davası ise 3.10.2003 tarihinde açılmıştır.
Davalı tanıklarının beyanlarında geçen olayların, ilk boşanma davasından önceye ait olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların ilk boşanma davasının reddedilmesinden sonra biraraya gelip barıştıkları ve evlilik birliğini 3-4 ay kadar devam ettirdikleri, ikinci açılan boşanma davasında verilen kararla hükmen belirlendiğine göre, biraraya gelip evlilik birliğinin devam ettirilmiş olması, önceki olayların hoşgörüyle karşılandığını gösterir. Bundan sonra da kocanın kadının kişilik haklarına tecavüz niteliğinde maddi bir hadise bulunmamaktadır. Bu bakımdan kadın lehine manevi tazminat takdiri usul ve yasaya aykırıdır. Kocanın manevi tazminat yönünden karar düzeltme talebinin kabulüne Dairemizin onama kararının manevi tazminata münhasıran kaldırılmasına, hükmün manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442 maddeleri gereğince davacının manevi tazminata ilişkin karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 23.11.2004 gün ve 11125/13776 sayılı onama ilamının bu yöne ilişkin bölümünün kaldırılmasına, hükmün yukarıda 2.bentte gösterilen sebeple manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, davacının sair karar düzeltme sebeplerinin 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 15.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: https: karararama.yargitay.gov.tr
Duvarcı Hukuk, Avukat Ayşe Duvarcı, Konya Avukat, Boşanma Davası
www.avukatayseduvarci.comT.C.
Son Makaleler
-
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına Karşı Açılan Tazminat Davasının Reddine İlişkin Yargıtay Onama Kararı
-
Çek Tahsilatında Bankanın Sorumluluğu ve Müterafik Kusur - Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Kararı
-
Çalışan Avukatın Üçüncü Kişilerden Vekalet Almaması ve İşverenin Hakkı Fesih Hakkı – Yargıtay Kararı
-
Ceza Hukukunda Etkin Pişmanlık ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararlarının Değerlendirilmesi
-
Ticaret Hukuku ve Haksız Rekabet Üzerine Yargıtay Kararı: Ticari Sırların İhlali ve Güveni Kötüye Kullanma Suçu