Eve dön ihtarı yapılmışsa, önceden yaşanan olaylar boşanma sebebi olarak kullanılamaz
Eve dön ihtarı yapılmışsa, önceden yaşanan olaylar boşanma sebebi olarak kullanılamaz
Eve dön ihtarı yapılmışsa, önceden yaşanan olaylar boşanma sebebi olarak kullanılamaz
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Toplanan delillerden davacı erkeğin, eşine 27/01/2014 tarihinde terk ihtarı ( TMK m.164) tebliğ ettirdiği anlaşılmaktadır. Bir eş, terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar istek tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olur. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar da Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine dayalı boşanma davası için; boşanma sebebi olarak kabul edilemez. Davacı erkek eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiştir. İhtar istek tarihinden sonra davalı kadına yüklenebilecek başkaca yeni bir vakıanın varlığı da kanıtlanamadığına göre, boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabül edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.01.2017 ( Pzt.)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/8667 E. , 2016/11804 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm dahili davacılardan ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 15.03.2016 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, dahili davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında mahkemece, ilk hükümde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacının mirasçıları tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.04.2012 tarih, 2011/14343 esas ve 2012/10727 karar sayılı kararı ile "davacının 05.07.2010 tarihinde karar kesinleşmeden öldüğü, davacının mirasçılarının davalının kusurunun tespiti yönünden davaya devam edeceklerini bildirdiklerinden, mahkemece yargılamaya devamla davacının ölümü nedeniyle boşanma davası konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi uyarınca davalının kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti yönünden karar
verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir" şeklinde hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilanıma uyulmuş, boşanma, manevi tazminat ile taşınmaza yönelik tescil talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının, davacıların murisinden az kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm, davacıların bir kısım mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davalı kadının, birlikte yaşama ve birbirlerine yardımcı olma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek eşinin, çocukları tarafından müşterek evden alınıp götürülmesini istediği.sürekli eşinden para istediği, davacı erkeğin de maddi durumu iyi olmasına karşın evlilik birliğinin son dönemlerinde malvarlığını azalttığı, tarafların müşterek kullandıkları evi sattığı gerekçesiyle davalının davacıların murisinden az kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı kadının birlikte yaşamaktan kaçındığı, eşinden sürekli maddi taleplerde bulunduğu, davacı erkeğin ise dava tarihinden önce malvarlığını azalttığı anlaşılmakta ise de; davalı kadın tarafından boşanma dava tarihinden sonra eşinin müşterek konuta dönmesi için....Aile Mahkemesinden 27.10.2008 tarihinde ihtar talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İhtar isteği, öncesindeki olaylardan dolayı ihtar edilen eşin kusurlarının affedildiğini veya en azından hoşgörüyle karşılandığını gösterir. Affedilen ve hoşgörüyle karşılanmış olan olaylardan dolayı da artık bu eşe kusur atfedilemez. O halde, kusur tespiti bakımından ölen eşin mirasçıları tarafından takip edilen davada, davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.06.2016 (Prş.)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/15905 E. , 2016/11303 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi ile nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece davacı-davalı erkeğin terk hukuki sebebine (TMK m. 164) dayalı boşanma davasının reddine, davalı-davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; davacı-davalı erkek tarafından terk (TMK m. 164) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talep edildiği, davacı-davalının 15.11.2013 tarihinde eşine Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca terk ihtarı çektiği anlaşılmaktadır. Davacı-davalı erkek çektiği bu ihtarla eşinin önceki kusurlu davranışlarını affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamıştır. Davalı-davacı kadının ihtardan sonra gerçekleşen başkaca bir kusurunun varlığı da ispatlanamamıştır. Bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken; tarafların eşit kusurlu kabul edilerek, davalı-davacı kadının maddi tazminat (TMK m. 174/1) isteğinin reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08.06.2016(Çrş.)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/8667 E. , 2016/11804 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm dahili davacılardan ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 15.03.2016 günü tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, dahili davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında mahkemece, ilk hükümde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacının mirasçıları tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 25.04.2012 tarih, 2011/14343 esas ve 2012/10727 karar sayılı kararı ile "davacının 05.07.2010 tarihinde karar kesinleşmeden öldüğü, davacının mirasçılarının davalının kusurunun tespiti yönünden davaya devam edeceklerini bildirdiklerinden, mahkemece yargılamaya devamla davacının ölümü nedeniyle boşanma davası konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi uyarınca davalının kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti yönünden karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir" şeklinde hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilanıma uyulmuş, boşanma, manevi tazminat ile taşınmaza yönelik tescil talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının, davacıların murisinden az kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm, davacıların bir kısım mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davalı kadının, birlikte yaşama ve birbirlerine yardımcı olma yükümlülüğüne aykırı hareket ederek eşinin, çocukları tarafından müşterek evden alınıp götürülmesini istediği.sürekli eşinden para istediği, davacı erkeğin de maddi durumu iyi olmasına karşın evlilik birliğinin son dönemlerinde malvarlığını azalttığı, tarafların müşterek kullandıkları evi sattığı gerekçesiyle davalının davacıların murisinden az kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı kadının birlikte yaşamaktan kaçındığı, eşinden sürekli maddi taleplerde bulunduğu, davacı erkeğin ise dava tarihinden önce malvarlığını azalttığı anlaşılmakta ise de; davalı kadın tarafından boşanma dava tarihinden sonra eşinin müşterek konuta dönmesi için....Aile Mahkemesinden 27.10.2008 tarihinde ihtar talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. İhtar isteği, öncesindeki olaylardan dolayı ihtar edilen eşin kusurlarının affedildiğini veya en azından hoşgörüyle karşılandığını gösterir. Affedilen ve hoşgörüyle karşılanmış olan olaylardan dolayı da artık bu eşe kusur atfedilemez. O halde, kusur tespiti bakımından ölen eşin mirasçıları tarafından takip edilen davada, davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.06.2016 (Prş.)
Kaynak: https: karararama.yargitay.gov.tr
www.avukatayseduvarci.com
Duvarcı Hukuk, Avukat Ayşe Duvarcı, Konya Avukat, Boşanma Sebebi
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/21712 E. , 2017/11 K.
Son Makaleler
-
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına Karşı Açılan Tazminat Davasının Reddine İlişkin Yargıtay Onama Kararı
-
Çek Tahsilatında Bankanın Sorumluluğu ve Müterafik Kusur - Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Kararı
-
Çalışan Avukatın Üçüncü Kişilerden Vekalet Almaması ve İşverenin Hakkı Fesih Hakkı – Yargıtay Kararı
-
Ceza Hukukunda Etkin Pişmanlık ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararlarının Değerlendirilmesi
-
Ticaret Hukuku ve Haksız Rekabet Üzerine Yargıtay Kararı: Ticari Sırların İhlali ve Güveni Kötüye Kullanma Suçu