Kentsel Dönüşümle Gecekondunun TOKİ'ye Devrinde Alacak Davası ve Adli Yargının Görevi
Kentsel Dönüşümle Gecekondunun TOKİ'ye Devrinde Alacak Davası ve Adli Yargının Görevi
Kentsel Dönüşümle Gecekondunun TOKİ'ye Devrinde Alacak Davası ve Adli Yargının Görevi
T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2015/36941 K. 2016/2003 T. 27.1.2016 • ALACAK DAVASI (Davacının Talebinin Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Kişisel Hakka Dayalı Olduğu - Uyuşmazlığın Bu Niteliği İtibariyle Görevli Mahkemenin Adli Yargı Mahkemesi Olduğu Gözetilerek İşin Esasına Girilmek Suretiyle Hasıl Olacak Sonuca Uygun Karar Verilmesi Gerektiği) • YARGI YERİ (Hukuk Genel Kurulu Kararı Uyarınca Davacının Talebinin Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Kişisel Hakka Dayalı Olduğu - Uyuşmazlığın Bu Niteliği İtibariyle Görevli Mahkemenin Adli Yargı Mahkemesi Olduğunun Gözetilmesi Gerektiği/Alacak Davası) • KİŞİSEL HAK (Alacak Davası - Davacının Talebinin Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Kişisel Hakka Dayalı Olduğu/Uyuşmazlığın Bu Niteliği İtibariyle Görevli Mahkemenin Adli Yargı Mahkemesi Olduğu) • KAZANILMIŞ HAK (Görevle İlgili Hususlarda Kazanılmış Hakkın Oluşmayacağı - Bozma İlamına Uyulmasının da Taraflar Açısından Kazanılmış Hak Teşkil Etmeyeceği/Alacak Davası) 6100/m.1 ÖZET : Dava, alacak istemine ilişkindir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da oluşmaz. Bu itibarla Dairemizin bozma ilamına uyulması da taraflar açısından kazanılmış hak teşkil etmez. Dava konusu olayda Dairemiz bozma ilamına uyulmasına rağmen Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca da davacının talebinin özel hukuk hükümlerine tabi kişisel hakka dayalı olduğu, uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle görevli mahkemenin adli yargı mahkemesi olduğu gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı, maliki bulunduğu binayı Dikmen Son Etap Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve buna bağlı yönetmelik ve belediye meclis kararına dayanarak davalıya devrettiğini, 1219 analiz numaralı kıymet taktir komisyonu raporunda bina, müştemilat ve ağaç bedelinin 20052,75 TL olarak belirlenmesine rağmen davalının tüm yapı bedelini değil sadece enkaz bedelini ödediğini, oysa tüm yapı bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek 16674,07 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair önceki kararının temyiz edilmesi sonucu Dairemizce idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle kararın bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda idari yargının görevli olduğundan bahisle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Davacıya ait gecekondunun Kentsel dönüşüm projesi kapsamında davalı belediyeye devri hususunda taraflar arasında sözleşme akdedildiği, davalı belediyenin elemanlarınca 1219 analiz numaralı kıymet takdir raporu düzenlenerek davacının gecekondusu, müştemilat ve ağaçları için toplam 20052,75 TL yapı bedeli ile 3878,68 TL enkaz bedelinin belirlendiği, belirlenen bu bedellerden sadece enkaz bedelinin davacıya ödendiği, davacının kendisine enkaz bedeli değil tüm yapı bedelinin ödenmesi gerektiği iddiasıyla eldeki davayı açtığı, mahkemece de davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden bahisle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş olup, eldeki davada çözülmesi gereken husus davaya bakma görevinin adli yargıya mı, idari yargıya mı ait olduğu hususudur. Benzer bir olayda davanın reddine dair direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda görüşülmesi sırasında, Dairemizce de benimsenen kararda da belirtildiği üzere taraflar arasında yapılan sözleşmenin tarafların özgür iradesiyle düzenlendiği, davacının özel hukuk hükümlerine tabi bu sözleşme uyarınca eksik belirlendiği iddia edilen bakiye alacağının talep edildiği, davacının bu talebinin kişisel hakka dayandığı, bu sebeple uyuşmazlıkta idari yargı değil adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.(Hukuk Genel Kurulunun 10.06.2015 gün 2014/13-1500 esas, 2015/1519 karar numaralı kararı) Bilindiği üzere görev hususu kamu düzenine dair olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gereken bir husustur. Bu bağlamda mahkemenin, görevli olup olmadığını talep olmasa dahi kendiliğinden gözetmesi zorunludur. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da oluşmaz. Bu itibarla Dairemizin bozma ilamına uyulması da taraflar açısından kazanılmış hak teşkil etmez. Dava konusu olayda Dairemiz bozma ilamına uyulmasına rağmen yukarda belirtilen Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca da davacının talebinin özel hukuk hükümlerine tabi kişisel hakka dayalı olduğu, uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle görevli mahkemenin adli yargı mahkemesi olduğu gözetilerek işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, HUMK'nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Kaynak: https: karararama.yargitay.gov.tr
www.avukatayseduvarci.com
Duvarcı Hukuk, Avukat Ayşe Duvarcı, Konya Avukat
Son Makaleler
-
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına Karşı Açılan Tazminat Davasının Reddine İlişkin Yargıtay Onama Kararı
-
Çek Tahsilatında Bankanın Sorumluluğu ve Müterafik Kusur - Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Kararı
-
Çalışan Avukatın Üçüncü Kişilerden Vekalet Almaması ve İşverenin Hakkı Fesih Hakkı – Yargıtay Kararı
-
Ceza Hukukunda Etkin Pişmanlık ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararlarının Değerlendirilmesi
-
Ticaret Hukuku ve Haksız Rekabet Üzerine Yargıtay Kararı: Ticari Sırların İhlali ve Güveni Kötüye Kullanma Suçu